Mustafa Kemal Üniversitesi önce bilgisine sonra karakterine saygı duyduğum
Yrd.Doç.Dr. SELÇUK KAÇIN hocanın üniversite,hatay ve mühendisler odasında yapılan sunumundan örnekler alınmıştır
MARMARA DEPREMİ 1999Resimde görülen bina yumşak kat etkisi altında kalmıştır ve çok önemli bir konu olup bütün dünya bu konu üzerinde yayın,bildiri ve makale yazıp çözüm aramaya çalıştığını söylemek yanlış olmaz.
Yapıya gelen deprem kuvveti yapıda kesme kuvveti oluşturmaktadır ve dolayısıyla bu kesme kuvveti bir deplasmana neden olmaktadır.Zemin katta dolgu duvar yokken üst katlara yapılan dolgu duvardan dolayı rijitlik farkı oluşturmaktadır.İkinci resimde görüldüğü gibi kolon uçlarında mafsallaşma gerçekleşmektedir.Bizim istediğimiz güçlü kolon zayıf kiriş mantığı ile önce kirişlerde mafsallaşma en son durumda kolonlarda mafsallaşma istemekteyiz.
Bu etkiyi daha sade şekilde anlatıcak olursak;
Birinci kata gelen kesme kuvveti dolgu duvar rijitliğinden dolayı 1 birim deplasman oluştururken,zemin kata gelen kesme kuvveti rijit olmamasından dolayı 3 birim deplasman oluşturmaktadır.Model olarak çizmek gerekirse aşşağıda ki sonucu doğurmaktadır.
Tüm betonarme binalarda C16 (BS 16)’dan daha düşük dayanımlı beton kullanılamaz
1. ve 2. derece deprem bölgelerinde ise C20 (BS 20) ve daha yüksek dayanımlı beton kullanılması zorunludur.
Tüm deprem bölgelerinde TS 500’deki tanıma göre beton kalite denetimi olmaksızın beton üretimi ve vibratörsüz beton yerleştirmesi yapılmayacaktır.
Bu konu hakkında yönetmelikte B2 Düzensizlik durumu vardır
B2 düzensizlik durumu;bu konuyu zemin kat ile kısıtlamamaktadır.Üst kattaki kesme kuvvettinin oluşturduğu yerdeğiştirmenin alt kattaki yer değiştirmeye oranının ikiden büyük olmaması koşulu sunmuştur.Bu oran ikiden fazla çıkıyorsa B2 düzensizlik durumu vardır.
Projeciler,paket programlar yapmaktadır biz zaten dolgu duvarı tasarımdada oluşturuyoruz ona göre tasarım ve analiz yapıyoruz diyebilirler.Dikkat etmedikleri nokta paket programlar dolgu duvarı şematik olarak gösterir bir rijitlik katmamaktadır çizgisel yük olarak verilerine girmektedir.Dolgu duvarın yapıya kattığı rijitlik yönetmelik tarafından güvenli yönde kalınması amacından ihmal edilsede sonuç ortadadır.Yeni yönetmelikte bu durumla ilgili çalışmalar yapılmaktadır.BİNGÖL DEPREMİ 2003Bingöl binalarında paspayının yok denecek kadar an bırakılması ve donatının kohezyona(paslanmaya) uğraması.
Aşşağıda ki resimlerde görüldüğü gibi agregaların anlam veremediğim şekilde büyük olması ve yapı elemanlarının segregasyona uğraması vardır.
Yapıdenetim firmalarının nasıl çalıştığını yönetmeliğe ne denli uyulduğunu görmekteyiz.Bingöl’deki 8’i kamuya ait 12 binadan alınan beton örneklerinin ortalama basınç dayanımı 87 kg/cm2 bulunmuştur.
Çeltiksuyu Yatılı İlköğretim Okulundan alınan beton numunesinin basınç dayanımı 82 kg/cm2 ‘dir.
Deprem bölgesinde istenilen Beton basınç dayanımı : 200 kg/cm2
__________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Mutlaka sonucu merak edenler vardır.
Bingölde yatılı bir okulda 83 tane gencecik,pırıl pırıl kız çocuğu hayatını kaybetti,aileleri elinden birşey gelmeksizin beklemekten başka birşey yapamadılar.Durum İçler Acısı !Yapımı üzerinden 30 yıl geçmemiş yapay dolgu zeminler üzerinde, özel olarak zemin iyileştirmesi yapılmadıkça yada gerekli temel tipi uygulanmadıkça bina yapılamaz.
Marmara 1999
Zemin sıvılaşması
Tüm deprem bölgelerinde, yer altı su seviyesinin zemin yüzeyinden itibaren 10 metre içinde olduğu durumlarda, D grubu zeminlerde (yumuşak kalın alüvyon tabakaları, gevşek kum, yumuşak kil, siltli kil) Sıvılaşma potansiyelinin bulunup bulunmadığının, saha ve laboratuar deneyleri ile incelenmesi zorunludur.
BİNGÖL
Plana bakınca bir mühendis elinin deymediği görülmektedir
Kiriş süreksizliği
Aşşağıdaki resime bakıldığında mühendisin aklından ne geçtiği düşünülmektedir.Bir yandan güçlü kiriş zayıf kolon,bir taraftan döşeme kalınlığında kiriş yahut kirişi koymayı unutmuş
Aşşağıdaki binaya bakıldığında binanın köşe taraflarında göçük meydana gelirken orta tarafları ayakta kalmayı başarmıştır.Sebebi buradan tam olarak anlaşılmamaktadır
İsterseniz birde plana bakalım
İşaretlenen kolonlara hem x hem y yönünden deprem kuvveti gelince burulma oluşacaktır bunun sonucu olarak bina üst resimdeki hali alıcaktır.
Herkezin bildiği kısa kolon etkileri ve sonuçlarıKısa kolon;Kolona gelen kesme kuvveti F=(Malt+Müst)/L aşşağıdaki şekildeki gibi açıklanabilir.
L uzunluğunun küçük olduğu durumda kesme kuvveti büyüyecektir kısa kolon etkisinin asıl etmeni budur.
Çok etkili ve basit bir çözüm aşşağıda ki görülen resimde ki pencere kolondan bir metre uzakta yapılsa kolonun yanında ki dolgu duvar rijitlik katıcaktır ve sorun oluşmayacaktır.
Projecilerin bu detaylara dikkat etmesi gerekir.Mimari çizim o şekilde diye öyle çizmek zorunda değiliz ve ben mimar ile inşaat mühendisinin bir etkileşim içinde çalışması kanatındayım.Son olarak Marmara da üstten çekilen toki evlerinin fotoğrafını koymak istiyorum.Çevredeki yapıların çoğunluğu göçmüş iken bu göçükler ortasında ki binalar nasıl ayakta kalıyor.
Hepimizin bildiği üzere toki evleri tünel kalıp sistemi ile yani tamamı betonarme olacak şekilde yapılıyor gerçi bu aralar o kişilerin işin maliyetine kaçtığı söyleniyor.
Medeniyet Mühendisleri olarak bunları göz ardı etmeyelim.Üç kuruş fazla kazanmak için yapılan çalışmaların bedeli ortada.Marmara Depreminde resmi olmayan kayıtlara göre ellibin,resmi kayıtlara göre onyedibin dörtyüzseksen kişinin öldüğü söyleniyor.Unutulmaması gereken bir söz varBinanın defosu depremde ortaya çıkarOsman Fatih BAYRAK