Medeniyet Mühendisleri

Diğer Mühendislikler => Jeoloji-Jeofizik Mühendisliği => Konuyu başlatan: Medeniyet Mühendisi - 24 Şubat 2016, 13:14:43

Başlık: YERALTI SUYU DRENAJI
Gönderen: Medeniyet Mühendisi - 24 Şubat 2016, 13:14:43
YERALTI SUYU DRENAJI

 
YERALTI SUYUNUN MEYDANA GELİŞİ

Yer altı suyu, yağışlardan  ve yerüstü sularından süzülerek yer altı formasyonunun boşluk  ve çatlaklarında toplanmaktadır. Aşağıdaki şekilde yerüstü suyu, yağış  ve yeraltı suyu arasındaki devir daim şekli gösterilmiştir.

 Yeraltı  ve yer yüzeyindeki sular sürekli ilişki içerisinde bulunmaktadır. Şekilden de anlaşılacağı gibi yeraltı suyunun beslenmesi veya meydana gelmesi tabii ve suni su kaynaklarından süzülme ile olmaktadır. Süzülmenin hangi yollarla olabildiği aşağıda belirtilmiştir.

 1. Tabii olanlar
     A. Yağmurdan,
     B. Eriyen kar ve buzlardan,
     C. Nehir, dere ve çay yatakları ile göl  ve diğer tabii su noktalarından.

 2. Sun’i olanlar:
     A. Yerüstü ve yeraltı inşa edilmiş su rezervuarlarından,
     B. Sulama sularından,
     C. Kuyuların yeraltı tabakalarını birbiriyle bağlanmasında.

 Yağışlardan sonra yeryüzünden sızan su önce doymamış bölgeye gelir. Bu bölgede zeminin boşluklarında hava ve su birlikte bulunur.Sonra aşağıya doğru hareket eden su doymuş bölgeye ulaşır.Doymuş bölgenin üst yüzeyine yer altı su yüzeyi denir.

 Doymamış bölgede: Yeryüzünün hemen altındaki doymamış bölgede zemin danelerinin arasında ki boşlukların sadece bir kısmında su bulunur. Bu bölgenin derinliği çeşitli değerler alabilir.Bataklıklarda yer altı su yüzeyi zemin yüzeyine kadar çıkar doymamış bölge bulunmaz. Çok kurak bölgelerde ise doymamış bölge derinliği 300m’ye kadar çıkabilir.

 Doymuş bölgede:İnşaat mühendislerini özellikle ilgilendiren doymuş bölgedir.Eğer bölge doymuşsa inşaatı yapmadan önce yer altı suyunun drenajı gerekir.Boşlukları tamamen yer altı suyu ile dolmuş olan, bu suyu bir noktadan diğerine iletebilen ve böylece boşluklarında ki suyun dışarı çıkarılabilmesine imkan veren formasyonlara akifer (su taşıyan tabaka) denir.Bir jeolojik formasyonun akifer niteliğinde olması için zemindeki boşlukların oldukça çok olması gerekir.Böyle bir formasyon alt tarafından geçirimsiz yada çok az geçirimli bir tabakayla sınırlanmış olduğu için su aşağıya doğru hareketine devam edemez.Boşlukları tamamen doldurur.Böylece doymuş bölge meydana gelmiş olur.

Akiferleri iki sınıfa ayırabiliriz:

 1. Serbest yüzeyli (sınırlanmış) akiferler: Bu gibi akiferlerde yeraltı suyunun üst sınırı yeraltı su yüzeyidir, bu yüzey boyunca doymuş bölge ile temas etmektedir. Serbest yüzeyli bir akiferin üst sınırı olan yer altı su yüzeyinin yeri akifere giren kuyulardaki statik su seviyesi (kuyudan su çekilmesi) ile belirlenir.
 2. Basınçlı akifer (artezyen sınırlanmış) akiferler: Bu tipten akiferler üst tarafından da geçirimsiz tabaka ile sınırlanmışlardır, atmosfer yüzeyiyle temas halinde olan serbest bir yüzeyleri yoktur. Bu bakımdan basınçlı akiferlerdeki akım borulardaki basınçlı akıma benzer. Bir basınçlı akifere giren kuyular, borulara takılan piyozemetrelere benzetilerek bu kuyulardaki statik su seviyesi piyozemetri yüzeyi denir.Akım basınçlı olduğundan piyozemetre yüzeyi, akiferin yukarısındadır.Aşağıdaki şekilde bir basınçlı (artezyen) akifere giren kuyulardaki su yüzeyinin belirlediği piyozemetre yüzeyi görülmektedir.

Yeraltı suyunun beslenmesi ve kayıplar:

Beslenme:

 1. Yağışlardan sonra yeryüzünden sızan suyun doymamış bölge arazi kapasitesine eriştikten sonra daha derine sızması ile
 2. Yeraltı su yüzeyinden yukarıda olan akarsu  ve göllerden sızma ile
 3. Sulama kanallarındaki suların sızması ile
 4. Yerin derinliklerinden faylarla yukarıya çıkan su ile
 5. Havadaki su buharının zemin üzerinde yoğunlaşmasıyla

Kayıplar

 1. Kılcal bölge bitkilerin köklerine kadar vardığında terleme ile
 2. Kılcal bölge yeryüzüne yaklaştığında zeminden buharlaşma ile
 3. Yeraltı su yüzeyinin yeryüzünü kesmesi halinde:
 4. Akımın geniş bir alana yayılmasıyla yüzeyde birikme  ve buharlaşma şeklinde
 5. Bir akarsuyu besleyerek
 6. Yeraltı suyunun küçük bir bölgede yeryüzüne çıkmasıyla
 7. İnsanlar tarafından açılan kuyularla

 Bir havzadaki yeraltı suyu hareketi yeraltı suyu haritasında belirlenebilir.

YERALTI SUYU AKIMI

 Akiferin taneleri arasındaki küçük, düzensiz, birbirleriyle ilişkili boşluklarda yeraltı suyu yerçekimi etkisiyle hareket eder. Yeraltı suyu akımı suyun enerjisinin yüksek olduğu yerden alçak olduğu yerlere doğrudur.Sürtünme ile meydana gelen enerji kayıplarının büyük olması yüzünden bu hareket genellikle çok yavaştır, suyun hızı günde birkaç metre ile yılda birkaç metre arasında değişir.Bu nedenle yeraltı suyu akımı hemen her zaman düzenlidir, ancak çok büyük boşluklar zeminlerde  ve kuyu yüzeylerinin yakınında türbülanslı hareket görülebilir.

YERALTI SUYU DRENAJI

 Yer altı suyu drenajında amaç yol taban zemininde bulunan yada yanlardan yol gövdesine doğu gelen yer altı suyunun yola zarar vermeyecek şekilde kontrol altına alınıp uzaklaştırılmasıdır. Zemindeki su başlıca serbest  ve kapiler olmak üzere iki şekilde bulunabilir.Serbest suyun uzaklaştırılması uygun dren tesisleriyle mümkünken zemindeki kapiler suyun tamamen indirilmesi zordur.Bu su ancak yer altı su düzeyini düşürmek suretiyle yola zarar vermeyecek bir miktara indirilebilir.Genelde yer altı su düzeyinin yol taban kotunun en az 60cm altına indirilmesi istenir.

 Yeraltı suyu drenajında yapılacak ilk iş yüzeysel suların yol gövdesine sızmasını mümkün mertebe azaltmaktır. Bu, yola yeterli enine eğim vermek, su geçirmez bir kaplama inşa etmek ve sürekli akış halinde olan suların yol gövdesiyle olan temasını önlemek suretiyle olur.Bu ilk önlemlerden sonra yol geçkisi boyunca yapılan drenaj etüdü sonucuna uygun olarak tesis edilen dren tesisleriyle zemindeki su miktarı yola zarar vermeyecek bir düzeyde tutulmaya çalışılır.Drenajda başarılı olabilmek için dren tesisinin projelendirilmesinden önce zemin karakteri, yer altı suyunun derinliği, debisi ve değişimi ile akış yönü  ve hızının belirlenmesi gerekir.

Drenaj yaparken şu yollar incelenir:

 1. Arazi araştırması
2. Zemin araştırması
3. Yeraltı suyunun gözlenmesi
 4. Analiz  ve değerlendirme

 Yolun suya karşı korunması olan drenaj bakımından en iyi şekilde projelendirilmemiş bir yol, suyun aşağıda sıralanan etkileri altında kısa zamanda elden çıkacağı için sürekli olarak büyük bakım ve onarım masrafları gerekir. Ayrıca yoldaki trafik güvenliğini de azaltır.

SUYUN YOL ÜZERİNDEKİ ZARARLI ETKİLERİ

Suyun, yol gövdesini oluşturan zemini hafif şekilde nemli tutan ve bu durumda İken ince daneler arasında kohezyon temin ederek faydalı bir görev yapan belli bir miktarından fazlası aşağıda sıralanan zararlı etki ve olaylara yol açar.

 1. Yol tabanı ve gövdesini oluşturan zemin kısmen veya tamamen suya doygun duruma geçerse, trafiğin hareketli ve tekrarlı yük etkisi al¬tında boşluk suyu basıncı doğar. Bunun sonucu, zeminin içsel sürtünme katsayısı azalacağından kayma mukavemeti düşer, dolayısıyla taşıma gü¬cünde azalma meydana gelir.

 2. Kili ve şilt gibi bası zeminler bünyelerine su aldıklarında büyük hacim değişikliği gösterirler. Bu hacim değişikliği sonucu meydana gelen kabarmalar ise üst yapıda kırılma ve dağılmalara yol açar.

 3. Yol gövdesini oluşturan seminin bünyesinde serbest, kapiler ve absorbe vaziyette bulunan su donunca önce hacim artması, dolayısıyla üst yapıda kırılmalar meydana gelir. Daha sonraki safhada ise havanın ısın¬ması ile çözülen don taban zemininin çamur haline dönüşmesine neden olur. Çamur haline gelen bu ince zemin trafik tesiri ile yukarıya doğru ilerleyerek alt temel ve temel tabakasının daneli malzemesi içine girerek bunlar arasındaki kenetlenmeyi önler ve böylece taşıma gücünün azalma¬sına sebep olur.

 4. Yolun yarma kesimlerinde, yol gövdesine doğru olan yeraltı su¬yu akımları zeminde kayma yüzeyleri oluşturarak yarma şevinin stabilitesini bozup kaymasına (heyelanına) neden olurlar. Aynı durum yüksek dolgu şevleri için de söz konusudur.

 5. Yağışlardan sonra oluşan yüzeysel sular yol yüzeyi yani kap¬lama ve banket ile yarma ve dolgu şevlerinin erozyonuna sebep olurlar.

 6. Yine yağışlı havalarda, yol yüzeyinde su birikintileri oluşursa, bunlar taşıt lastiği ile yol yüzeyi arasındaki sürtünme katsayısını azalttı¬ğından, hatta yüksek hızlarda lastik ile yol arasındaki teması tam olarak kestiğinden taşıtların kontrolsüz şekilde kaymalarına dolayısıyla kazalara sebep olurlar. Bu tip kazalar don etkisine maruz bölgelerde daha çok gö¬rülür.

DRENAJDA İLK ÖNLEMLER

 Suyun yola olan ve yukarıda sıralanan zararlı etkilerine karşı alınabilecek önlemler dizisinin ilki, geçki araştırması safhasında bu hususun ön planda tutulup drenaj yönünden uygun olan bir geçkinin tercih edilmesidir. Bu yönde yapılacak iyi bir seçim sonradan karşılaşılabilecek pek çok sorunu önlemiş, hiç olmazsa çözümlerini kolaylaştırmış olur.

 Drenaj yönünden iyi bir geçki seçimi ve projelendirme için aşağıdaki hususların sağlanmasına çalışılmalıdır.

• Kolaylıkla su altında kalabilecek vadi tabanları yerine yamaçlar ve yeraltı su düzeyinin derinde olduğu bölgeler tercih edilmelidir.
• Düz arazilerde, kırmızı çizgi sağnak sonucu yolun su altında kal¬masını önleyecek şekilde yukarıdan geçirilmelidir.
• Bir akarsu boyunca giden yollarda, kırmızı çizgi, akarsuya ait en yüksek su düzeyinin üzerinde kalmalıdır.
• Tepelerin aşılması sırasında daha az kar tutan güney yamaçlar tercih edilmelidir.
• Su ile temas halinde kolaylıkla hacim değiştirebilen zeminli bölgelerden geçilmemelidir.
• Yolun inşaatı sırasında doğal su kaynaklan ve yatakları mümkün mertebe aynen muhafaza edilmelidir.
• Zemin etüdü ve sonuçlarına göre özel drenaj sistemi gerektiren yerler iyi şekilde belirlenip duruma göre ayrıntılı drenaj projeleri yapılıp uygulanmalıdır.
• Yüzeysel drenaj için tesis olunan kenar hendekler ile kafa hendekleri ve menfezlerin yer ve boyutları doğru şekilde tayin edilmelidir.
• Yol yüzeyine verilecek enine ve boyuna eğim bölgedeki yağış miktarı ve kaplama cinsine uygun seçilmelidir.
 Yukarıda sıralanan ana hususların yanında, drenajla ilgili her türlü tesisin sürekli olarak bakım halinde tutulup işler halde bulundurulmaları bu tesislerden beklenen görevlerin sağlanabilmesi için zorunlu olan ana koşullardan birisidir.

YERALTI SUYU DRENAJ TESİSLERİ

Yeraltı suyunun kontrol altına alınıp yola zarar vermeyecek şekilde uzaklaştırılması için kullanılan, tesislerin en .yaygın olanları kör drenler, borulu drenler ve kılçık drenlerdir. Bunlardan başka, daha çok heyelanlı bölgelerde tatbik edilen drenaj galerileri ve yatay drenler ile batak bölgelerden geçişlerde uygulanan düşey kum drenleri yeraltı suyu' drenajında kullanılan diğer tip dren sistemleridir.

Kör drenler

 Yeraltı suyu düzeyinde sağlanacak az miktarda bir indirmenin yeterli olabileceği yerlerde taş dolgulu kör drenlerin kullanılması mümkündür. Bu tip drenlere Fransız tipi dren de denir. Bu dren sisteminin uygulanabilmesi için drene edilecek suyun miktarının fazla olmaması ve kullanılacak taşın ucuza sağlanabilmesi gerekir. Hendek tabanında bulunan 20~25cm yükseklikteki taşlar el ile yerleştirilir. Bunun üzerine kırmataş, çakıl veya cüruftan iriliği aşağıdan yukarıya doğru azalmak üzere dolgu yapılır. En üstte de daha sonra görülecek olan drenlerde de kullanılan ve kil gibi su geçirmez bir malzemeden oluşan tabaka vardır. Kör drenlerin tesisi dikkatli yapılsa da zamanla tıkanırlar ve işlemez duruma gelebilirler. Bu sebeple bu drenlerin yerine mümkünse borulu drenler kullanılmalıdır.

Borulu drenler

 En çok kullanılan sistem olan bu drenlerde pişmiş kil borular, asbestli çimento borular, delikli veya deliksiz beton borular ile saç borular ya da son zamanlarda iyice yaygınlaşan plastik (PVC) borular kullanılır. Tıkanma süreleri daha uzun olduğundan delikli beton büzler deliksiz olanlara tercih edilir. Borudaki delik çapları 8~9mm’dir ve 25 mm’lik aralıkla şaşırtmalı sıralar halinde, ayrıca boru yüzeyinin 2/3 veya 1/2 sini kapsayacak şekilde açılmışlardır, Tıkanmayı önlemek amacı ile borular hendek içine delikli kısımları aşağıya gelecek şekilde yerleştirilirler. Yeraltı suyunun dren hendeği içinde toplanıp kolaylıkla akabilmesi için dren borusunun tek başına konması yeterli değildir. Böyle bir sistemle borunun sızdırıcılık özelliği deliklerde meydana gelecek tıkanmalar sebebiyle kısa sürede azalır. Bunu önlemek, başka bir deyişle dren sisteminin ömrünü uzatmak, ayrıca su akışını kolaylaştırmak için dren hendeği içine yerleştirilen borunun granüle bir malzeme veya daha iyisi özel granülometrili bir filtre malzemesi ile örtülmesi gerekir. Kullanılacak dren borusunun tipinin seçiminde sağlamlığı, hizmet ömrü, kapasitesi ve temin kolaylığı gibi faktörler etkili olur. Boru, zeminde meydana gelebilecek düzensiz oturmalara karşı dirençli, ayrıca uzun ömürlü olmalıdır. Bunun yanında, bulunduğu zeminin özelliği ve gelen su miktarına göre yeterli kapasiteyi gösterebilmelidir. Bir dren borusuna gelebilecek su miktarının hesabı ve buna bağlı olarak çap seçimi ayrıntılı bir hesabı gerektirir. Ancak, bu hususta seçim yapılırken, genel bir prensip olarak, 24 saatlik bir sürede, drene edilecek sahaya yayıldığı varsayılan 6-9 mm yükseklikteki bir su kütlesinin uzaklaştırılması öngörülür. Uygulamada genellikle 15 cm den daha büyük çaplı borular kullanılır.

 Dren borusunun konacağı yer, drene edilecek suyun durumuna göre, banket veya kenar hendek altı olabilir. Şayet yol gövdesindeki suyun drene edilmesi söz konusu ise boru banket altına, buna karşılık yarmadan yol gövdesine doğru gelen bir yeraltı suyunun kesilip drene edilmesi söz konusu ise borunun kenar hendek altına konması uygun olur. Birinci uygulamanın amacı yeraltı su düzeyini düşürmek, ikincisinin amacı ise yarmadan yol gövdesine doğru gelen sızıntıyı kesmektir.

 Dren borusunun konacağı derinlik yeraltı suyunun durumuna, zeminin Özelliğine ayrıca don derinliğine bağlıdır. Duruma göre 1,5 m’lik derinlik yeterli olabileceği gibi, yüksek yarma şevlerinde geçirimsiz tabaka aşağıda ise bu derinlik 10m’yi de aşabilir. Bu gibi yüksek yarmalarda kademeli uygulama yani, şev boyunca birden fazla yerde dren tesisi de söz konusu olabilir.

Kılçık drenler

 Özellikle yarma içlerinde yol gövdesinin oturduğu taban zemini sürekli olarak yeraltı suyu etkisinde kalabilir. Bu gibi yerlerde yol gövdesinin altına, yo! ekseni ile belirli bir açı yapan enine drenler tesis olunur. Kılçık dren adı verilen bu drenler yol kenarlarına konan boyuna drenlere bağlanır. Bu tip drenlerde genellikle 10-15 cm çaplı delikli borular kullanılır.

Kemer biçiminde taş drenler:

 Bu tip drenler özellikle yarma şevlerinde, şev yüzeyinde açılan yaklaşık (0.50X1.00) m. boyutlu kemer biçimindeki hendeklere (15-20) cm. boyutlu taşların yerleştirilip sıkıştırılması ile yapılırlar. Kemer biçiminde yapılmalarının nedeni, erozyona ve ufak yüzeysel kaymalara engel olabilmeleri içindir. Bunlar yolun hendek drenajına bağlanabilirler. Yarma şevlerinin drenajında eskiden beri kullanılan bir sistemdir.

Düşey kum drenleri:

 Düşey kum drenleri, yüksek dolguların oturduğu yumuşak ve killi taban zemininin oturma olayını çabuklaştırmak için veya dolgunun yapımı sırasında ve sonunda ortaya çıkabilecek oturmaları önlemek için yapılan, ileri ve modern bir drenaj sistemidir. Dolguda oturmaların hızlandırılması ile, son oturmanın yapım sırasında sağlanarak, yolda sonradan olacak onarımı güç oturmaların önlenmesini amaçlarlar. Düşey kum drenler, yumuşak zeminde sağlam zemine kadar açılan (30-60) cm, çapında hesaplanmış sayıda kuyuların belirli granülometride kumla doldurulması ile yapılırlar

Yatay drenler:

 Yatay drenler, daha çok yarmalarda ve yarma şevinin altında oluşan su napına ulaşan yatay delikler açarak ve suyu bu deliklerden akıtmak suretiyle şevin kaymasını önlemek amacı ile kullanılırlar. Yatay drenler özel makinalarla açılır. Halen istenen değişik çapta matkaplar (delici) ile donatılma olanakları bulunan özel yatay dren makinaları yapılmıştır.

 Yatay drenlerin yatayla eğimleri (%5-%20) arasında olabilir ve boyları 100m’ye kadar ulaşabilir. Genellikle diğer başka önlemlerle beraber kullanıldıklarında bölgesel şev kayması ve yarmalarda olabilecek heyelanları durdurmada etkili olabilirler. Ülkemizde de çeşitli yerlerde yarma heyelanlarına karşı kullanılmış ve iyi sonuçlar alınmıştır.

Drenaj galerileri:

 Drenaj galerileri, yol güzergâhının değiştirilmesi olanağı olmayan büyük heyelanlı kesimlerde, heyelanların durdurulması veya yola zarar vermeyecek biçimde kontrol altına alınabilmesi için yapılacak pahalı ve başarılı olması yeraltı sularının etüdünün çok özenle yapılmasına bağlı bir derin drenaj önlemidir. Karayollarımızda ve demiryollarımızda bir hayli uygulaması bulunan bu önlemin yapım tekniği, zemin cinsine bağlı olarak açılan geleneksel galeri tekniğidir. Genellikle galeri boyutu (2X2) m’dir. Galeri tamamlandıktan ve yeraltı su napına ulaşıldıktan sonra, suyun kolay akmasını sağlamak için tabana beton bir kanal açılır, sonra da galeri, suyun mekanik ve kimyasal etkilerine karşı direnci yüksek taşlarla doldurulur. Böylece çoğu kez zemin içindeki fazla suyun alınması sağlanarak, zemini etkileyen kuvvetler dengesi, kurulmakta ve heyelan durdurulmakta veya kontrol altına alınabilmektedir.

Kuyu drenler:

 Kuyu ve sondaj kuyularının kullanışı, bir temel yapısının tabii su seviyesi altında inşası için su seviyesini geçici ve çabuk olarak indirilmesi işidir. İnşaat sahasının etrafında geniş çaplı kuyular veya ufak çaplı nokta kuyular teşkil olunarak su çekilmeye başlanır su çekilmesi işi ya her kuyu için ayrı pompalarda yada bütün kuyulara aynı müşterek pompa sistemiyle yapılır.Bu suretle pompalar çalıştığı sürece su seviyesini 5m kadar indirmek mümkündür.

Büz tipi seçimindeki faktörler

 Boru tipi seçimi filtre karakteristiği, dayanıklılık ve fiyat faktörüne göre sınıflandırılır.

Filtre Karakteristiği: Birleşimlerde yüksek hızda bir akımın filtre malzemesini sürüklemesi ile büze bol miktarda filtre malzemesi girebilir. Buda boruların kısa sürede tıkanmasına ve veriminin azalmasına sebep olur.

Dayanıklılık faktörü: Çökme ve yan hareketlerin olduğu yerde dayanıklılık önem kazanır. Eğer taban çamur ve çökebilir bir cıvık zemin ise taban hareketleri büzün kırılmasına, birleşimlerin açılmasına sebep olur. Bu durumda maden büzler ve borular iyidir. Belki bu madeni büzlerde korozyon olabilir. Fakat bitüm ile sırlanmaları bunu önleyebilir.

Fiyat: En pahalı malzeme maden büzlerdir, Fakat döşeme, yerleştirme masraflarını da göz önünde tutarsak bazı durumlarda ucuz olabilir. Bunun için döşenmiş büz metre boylan bedellerinin karşılaştırılması daha doğrudur.

 Sağlanma durumu, sağlanma kolaylığı; Büzün sağlanma durumu yerine bağlı olarak değişen bir faktördür.

Büzün yerleştirilmesi (Büzün yeri): Yatay yerlerde drenaj hendeği kaplama altındaki daha alçak su seviyesine etki yapması için banket altına yerleştirilir. İki şeritli yollarda drenaj hendeği dış hendekler altına yerleştirilir.Yeraltı drenaj hendeğinin yüzey suyunu da boşalttığı durumlarda boşaltım yerine uzun bağlantılar yapma işini önlemek için drenaj hendeği yüzey suyu hendeği altına yapılır.Önemli bir detay drenaj hendeğinin çıkışının uzantısıdır. Bu uzantı yola drenajdan çıkan suların hiç zarar vermeyeceği bir noktaya kadar yapılmalıdır. Başka Önemli bir nokta büzün sonucunun topraktan ya da havuz ve menba tabanından en az 15 cm. yüksekte tutulmasıdır. Böylece büz içine toprak girip tıkanmaya yol açmamış olur. Büzün derinliği yol altında su napının yeter derecede alçakta tutmak bakımından çok önemlidir.

Deliklerin yeri (Büze suyun giriş yeri): Drenaj hendeğinin iki yanında su olduğu ve büzden daha yüksekte devam ettiği yerlerde mesela suyun yatay napı olan yerlerde su deliklerin içine girmeli fakat dışarı çıkmayıp büz içinde akmalıdır.
 Bunun için böyle yerlerde delikler aşağıda olmalıdır. Yamaçlarda olduğu gibi su napının büze doğru eğimli olduğu yerlerde su büz seviyesinin altında olduğundan ya da akıntı tarafında böyle olacağından delikler yukarıda olmalıdır. Su napı hemen hemen sabit bir seviyeyi sahip ise ve büz kuru tabakaya değiyorsa delikler yukarıda olmalıdır ve bunların seviyesi de kuru tabakanın altında tutulmalıdır. Sonuç olarak diyebiliriz ki suyun alçalmaya eğimli olduğu yerlerde delikler yukarıda tersine hallerde aşağıda olmalıdır.

Drenaj Yerine Geçici Stabilizasyon Yapılması

Normal drenaj metotlarının ince daneli zeminlerde etkisiz kalması sebebiyle yumuşak ve sağlam olmayan zeminlerdeki kazı, bazen çok güçlük verir. Böyle zeminler, normal cazibe kuvvetleri altında suyunu vermez, akıcı ve kazılamaz bir halde kalır. Bu kabil zeminleri geçici olarak sağlamlaştırarak kazıyı tamamlayabilmek için özel çarelerin kullanılması gerekir.

 Bu çareler iki guruba ayrılabilir :

 A. Suyun atılmasına teşebbüs etmeden, zemini sağlamlaştırarak fazla suyun zararlı etkilerinin önlenmesi.

 Kullanılan metotlar şunlardır :
 1. Zeminin dondurulması.
2. Çimento enjeksiyonu,
 3. Zemin boşluklarında silikat jelinin kullanılması

B. Elektrik cereyanı verilerek ince daneli zeminlerdeki suyun dışarı atılması.

DREN TESİSLERİNİN BAKIMI

 Gerek yüzey suyu ve gerekse yeraltı suyu drenajı ile ilgili tesislerin beklenen görevlerini yerine getirebilmeleri için bunların sürekli olarak bakım altında tutulmalarında zorunluluk vardır. Genellikle yağış mevsimi başında ve sonunda olmak üzere yılda iki defa yapılacak olan bu periyodik bakımlar sırasında başlıca, kenar hendekler, kafa hendekleri ve menfezler temizlenir, ayrıca yeraltı suyu dren tesislerine ait deşarj noktalarının kar, buz, çalı ve benzeri yabancı maddelere karşı korunmaları sağlanır.

 Hendeklerin temizlenmeleri sırasında çıkan sürüntü maddeleri yolun banket kısmında bırakılmadan uzaklaştırılmalıdır. Aksi takdirde ayni maddeler kısa süre sonra yine hendeği doldurur. Bakım sırasında önem verilecek bir diğer husus da, görülen menfezlerde kırılma ve sistemdeki bozulmaların derhal onarılıp eski durumlarına getirilmesidir. Bakım sırasında, unutulma ihtimaline karşı bakımı yapılan her tesis proje üzerinde işaretlenmelidir.

KAYNAKLAR

 1. Yer altı suyuyla ilgili teknik rapor (T.C. Bayındırlık Bakanlığı)
2. Yer altı suları dairesi çalışmaları-D.S.İ. Genel Müdürlüğü
 3. Hidroloji - İ.T.Ü. yayınları (Prof. Dr. Mehmetcik Beyazıt)
 4. Zemin Mekaniği - P. Leonard Capper, W. Fisher Cassie
 Çev: Vahit Kumbasar, Fazıl Kip
 5. Karayolu Mühendisliği - Nadir Yayla
 6. Karayolu Tekniği Cilt.3 – Yük. Müh. Turhan Sonuç
 7. Yol İnşaatı- Nadir Yayla, Faruk Umar
 8. Karayollarında Drenaj İşleri- Yük. Müh. Burhan Çağlarer